
*Nehir taşkınlarına karşı verilen ilk tepkinin nehri "ıslah" etme düşüncesi olduğu ancak bunun aceleci bir düşünce olduğu,
*Nehirleri sedde içine alarak derinleştirip genişletmeye yönelik mühendislik faaliyetlerinin tüm dünyada görüldüğü ancak ortaya çıkan olumsuzlukların elde edilen yarardan çok daha fazla olduğu hususunun dünya çapında yayımlanan çok sayıda bilimsel çalışmada ortaya konduğu,
koruması olarak düşünülmesinin doğru olmadığı, kültürel, çevresel ve ekonomik pek çok değişkenin hesaba katılarak bir nehir yönetimi planı oluşturulması gerektiği,
*Yalnızca kanallama yaparak taşkınların tamamen önlenmesinin mümkün olmadığı gibi kanallama sonucunda değiştirilen akarsu yapısının toprakta, yeraltı ve yerüstü sularında tuzluluk, fosfor, azot ve civa artışı, erozyonda artış, yeraltı sularının çekilmesi, nehir çevresi bitki ve hayvanlarının yok olması gibi çok çeşitli olumsuzlukları beraberinde getirebildiği,
*Nehirlerde yapılan kanallama işleminden sonra nehir yapısına bağlı olarak genellikle 30 yıl içinde nehir yatağının eski haline geri dönme eğiliminde olduğu,
*Kanallama sonucunda sedimantasyonun denize bağlanma (delta) bölgesinde nehir ağzı duvarı oluşturmasının kaçınılmaz olduğu, bu durumun yaşanan taşkınların sıklığını ve suyun kalma süresini uzatacağı,
* Büyük Menderes nehrinin yaşaması ve sağlıklı bir taşkın yönetimi sisteminin uygulanabilmesi için mutlaka belirli bir koridorun nehre ayrılmasının uygun olacağı, bu konuda Hollanda Hükümetince kabul edilen Nehre Yer Aç ("Room For the River") yaklaşımından yararlanılabileceği