Bu çerçevede bazı değerlendirme, görüş ve önerilerimizi aşağıda özetlemeye çalıştık.
BÖLÜMLER
Nehir Havzası Bölgesi raporda iyi düzeyde tanımlanmıştır. Tanım alt başlıklarından olan büyük toprak grupları hakkında ayrıntılı bir çalışma yapıldığının anlaşılmakta olduğu ve toprak oluşumunun Şekil 2.3.1’de belirtilmiş olmasına karşın, şeklin ek olarak detaylı verilmemiş olması kapsamlı incelemeyi olanaksız kılmaktadır.
Havzadaki drenaj kanallarının birer su kütlesi olarak değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Benzer nitelik taşıyan Hollanda’daki drenaj kanallarının göl olarak değerlendirildiği göz önünde blundurulduğunda, sulama amaçlı kanal ve kanaletlerin değil (belki onlar da yarattıkları sızıntı ile etraflarındaki ekolojik yapıyı etkileyebilmektedirler), ama kurutma kanallarının ekolojik yapıya sahip su kütlesi olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Esasen incelendiği vakit, bir çok bölgedeki kurutma kanallarının zaman içerisinde ekolojik yapıya sahip hale geldiği, bir çok büyük ölçüde değiştirilmiş su kütlesinden daha iyi durumda olduğu ve kuraklık dönemlerinde doğal hayata habitat teşkil edebildiği anlaşılmaktadır. Havzadaki YSK ve BÖDSK’nın geçici belirlenmesine ilişkin Harita 3.3 anlaşılamamıştır. Nehir su kütlelerinin tanımı başlıklı tablonun da anlaşılabilmesi için metin içerisinde değil, ayrıca bir ek olarak yüksek çözünürlükte incelenmesi gerekmektedir.
Aşağı Büyük Menderes Nehrinin pek çok sektörden gelen baskılardan dolayı iyi ekolojik durumu yakalamasının risk altında olduğu raporda tespit edilmektedir. Hakkından önlemler alınabilecek bu tür baskıların yanısıra, Aşağı Büyük Menderes Nehrinin kendisinin BÖDSK şeklinde tanımlanmasına neden olan hidromorfolojik baskılar olması nedeniyle, yukarıda sözü edilen tüm sektörlerden gelen baskılar hakkında gerekli önlemlerin uygulanması ve bu risklerin bertaraf edilmesi halinde de yine de bu su kütlesinin iyi ekolojik durum değil, ancak iyi ekolojik potansiyele ulaşabileceği kanısındayız. Su yönetiminin, mevcut durumda ne su yönetimini, ne nehir kütlesi üzerindeki yapıları değiştirme yönünde bir eğilimi olmadığı için bu potansiyele ulaşma konusunda da çok iyimser olunmaması gerektiği inancındayız.
Öte yandan, diğer kaynaklarda çokça geçen ve bazı sanayi ve ticaret odalarınca sıkça dile getirilen zeytin karasuyu probleminin bu boyutta bir baskı oluşturmaması ise dikkat çekicidir.
Havzada tarımsal amaçlı sulamada çiftçiler yüzey suyundan kendi imkanlarıyla veya sulama birlikleri imkanlarıyla yararlanmaktadır. Sulama birliğine ödenen sabit bedel dışında, kullanılan yüzey suyunun fiyatlandırılması ve ödenmesi ise sulanan arazi ile ürün arasında belirlenmektedir. Çiftçilerin yüzey suyundan yararlandıkları ölçüde bedel ödemesinin önündeki engellerden birisi ise, açık sulama veya vahşi sulama diye tabir edilen sulama şeklinde sarf edilen yüzey suyu miktarının tespit edilememesidir. Bu duruma ve sözkonusu yöntemin su kullanımı açısından olumsuz niteliklerine karşın, bu sistemden vazgeçilerek kapalı sulama sistemlerine dönüştürülmesi yönünde bir girişim yapılmamaktadır.
Yer altı suyundan yararlanarak yapılan sulamada da yine aynı maliyetlendirme sözkonusudur. Buna karşın sulama birliklerince yer altı suyundan yararlanılan bölgelerde sarf edilen suyun miktarının tespit edilmesi yüzey suyuna nispeten daha kolay ve uygundur. Bu şekilde yer altı suyu kullanımında kullanım-maliyet dengesinin iyileştirilebileceği düşünülmektedir.
Kanalizasyon ve atıksu hizmetleri
yönelik idari ve siyasi kararlılığın olmadığını ve 2015 yılına kadar olan dönemde bunun olabileceğine yönelik işaretlerin de mevcut olmadığını düşünüyoruz. Mevzuatın Mayıs 2009
tarihi itibariyle tüm endüstri kurululşlarının sularını deşarj etmeden önce arıtmasını öngördüğü halde mevcut durumda bir değişiklik olmaması ve buna karşın idari tedbirlerin halen alınmamış olması öngörümüzü destekler niteliktedir.
Ana nehir kütlesi üzerinde yapılan kanal değişikliklerinin (sedde inşası, nehir yatağı modifikasyonları) bundan sonra da devam edeceğini öngörüyoruz. Bu gibi gelişmelerin, mevcut risklere ilave riskler getireceğini ve nehir kütlesinin tümünü etkileyeceğini düşünüyoruz.
alması.
yürürlüğe konulması gerekmektedir.
6. Nüfusu 2000’den fazla olan yerleşimler için Kentsel Atık Su Arıtma Tesislerinin inşa
edilmesi
araştırılmalıdır.
9. Kentsel Atık Su Arıtma Tesislerindeki personelin eğitimi (bilgilendirilmesi)
10.Endüstriyel ve kentsel Atık Su Arıtma Tesislerinde denetimler yoluyla yasaların uygulanmasını geliştirme.
12.Tekstil sanayiinde kullanılan hammaddelerin değiştirilmesi
14.Deri sanayilerinin organize sanayi bölgelerine taşınması.
16.Kirlilik azaltma planlarının uygulanması
17.Zeytinyağı sanayilerinin organize sanayi bölgelerinde toplanması
19. Jeotermal suların arıtılmasını veya reenjeksiyonunu teşvik etme
20. Eskiden vahşi depolama için kullanılan alanların rehabilitasyonu
21.Yeni düzenli katı atık depolama alanların inşası
22. Arıtılmış atık suların tarımda yeniden kullanımı
23. Taşocakları ve madencilikten doğan kirliliğin azaltılması
24.Zeytinyağı sanayiinde üç fazlı sistemden iki fazlı sisteme geçiş
25.Zeytin karasuyunun gübre olarak tarımda kullanılması
1.Çiftçilerin iyi tarım uygulamaları konusunda eğitilmesi (su, suni ve hayvansal gübre, pestisitler)
2.Denetçiler yoluyla kanunların uygulanması (su, suni ve hayvansal gübre, pestisitler)
3.Hayvansal gübre yönetiminin geliştirilmesi
4.Hassas bölgelerde suni gübre kullanımının kısıtlanması
5.Yer altı suyu koruma alanları ve içme suyuna yönelik yüzey suları etrafında koruma alanlarının oluşturulması
6.Tüm içme suyu kuyuları etrafında koruma alanlarının oluşturulması
7.Su yolları boyunca tampon şeritler oluşturulması.
9.Yeni hayvan yetiştiriciliği işletmeleri için hayvan yetiştiriciliği sanayi bölgelerine teşvik sağlanması
10.İçme suyu alanları ve barajları etrafında organik tarımın desteklenmesi
11.Baraj gölleri dışındaki alanlarda da organik tarımın yaygınlaştırılması
12.Pestisitlerde zincir yönetiminin geliştirilmesi (ithalat, üretim, dağıtım ve rezidüler)
13.Nitrat Direktifi’nin uygulanması için kurallar geliştirilmesi (eşleştirme projesi)
14.Nitrat Direktifi politikalarının uygulanması
15.Toprak verimlilik analizleri için sübvansiyonlar
16.Korunan / hassas alanlarda nütrient hassasiyetinin incelenmesi
17.Denetçiler aracılığıyla içme suyu kuyuları için koruma alanı olarak belirlenen yerlerde kanunların uygulanması
18.Kirleticilerin atmosferik birikiminin azaltılması
Hidromorfolojik önlemler
2.Sanayilerde su sayaçlarının kullanılması
3.Sanayilerde hacme dayalı su fiyatlandırmasının başlatılması
4.Çevresel akışın başlatılması.
6.Drenaj sularının yeniden kullanılması
7.Yeraltı suyu sulama kuyularından yapılan su çekimlerini kontrol etmek için su sayaçlarının
kullanılması
8.Tarımda hacme dayalı su fiyatlandırmasının başlatılması.
Bu önlemin uygulanmasına, tüm havzada kapalı sulama sistemlerinin yaygınlaşmasından sonra
başlanmalıdır.
9.Savaklarda balık geçitlerinin oluşturulması
10.Barajlarda balık geçitleri / asansörleri
11.Rezervuarlardaki buharlaşmayı azaltmak için bazı maddeler kullanılması
12.Yüzey sularından yapılan kaçak çekimlerin envanterinin oluşturulması
13.Kaçak kuyuların envanterinin oluşturulması
14.Kuyuların kaydının geliştirilmesi ve haritalanması
15.Yeraltı sularının ve bunların yüzey sularıyla etkileşiminin hidrojeolojik analizi
16.Tahsis edilen su kaynakları ile bitki deseninin eşleştirilmesi yoluyla tarımsal su temininin
azaltılması
17.Büyük Menderes için iklim değişikliği senaryolarının çalışılması
18.Yüzey ve yer altı sularından su çekimi için lisans verilmesi
19.Kişi başına düşen su tüketimini azaltmak için bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi
20.İçme suyu şebekesindeki kayıpların azaltılması
21.Ekolojiyi geliştirmek için uygun hidro-morfolojik önlemlerin belirlenmesi.
yönetiminin bu önlemleri uygulaması takip edilmelidir.
Önlemler Programının yazılması kadar ve belki de daha fazla, önlemler takviminin hazırlanması, her önlem ile ilgili uygulayıcı kurum ve kuruluşun belirtilmesi ve önlemlerin takibi de önem taşımaktadır.
Bu itibarla önlemler programının detaylandırılması, her önlem için takvim ve uygulayıcı sorumlu kuruluşun açıkça belirlenerek ilan edilmesi ve önlemlerin takibinin yapılabilmesi için havzadaki Valiliklere, İl Çevre ve Orman Müdürlüklerine, DSİ 21.Bölge Müdürlüğüne ve Büyük Menderes Havzası Çevre Koruma Birliğine ayrıntılı bilgi verilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Büyük Menderes Platformu 1.9.2009