24 Eylül 2009

KARAKTERİZASYON RAPORU VE ÖNLEMLER PROGRAMI

Büyük Menderes Platformu olarak, Karakterizasyon Raporunun ve Önlemler Programının hazırlanmasında izlenen süreçte görüşlerimizin yeterli düzeyde alındığını ve Programa yansıtıldığını düşünüyoruz. Bu bakımdan hazırlık çalışmalarını ve raporu genelde olumlu buluyoruz.

Bu çerçevede bazı değerlendirme, görüş ve önerilerimizi aşağıda özetlemeye çalıştık.

BÖLÜMLER

1. Nehir Havzası Bölgesinin Tanımı

Nehir Havzası Bölgesi raporda iyi düzeyde tanımlanmıştır. Tanım alt başlıklarından olan büyük toprak grupları hakkında ayrıntılı bir çalışma yapıldığının anlaşılmakta olduğu ve toprak oluşumunun Şekil 2.3.1’de belirtilmiş olmasına karşın, şeklin ek olarak detaylı verilmemiş olması kapsamlı incelemeyi olanaksız kılmaktadır.

Havzanın iklim verileri ile ilgili değerlendirmeler doyurucu ve yeterli ayrıntıdadır.

Arazi kullanımı hakkında verilen Şekil 2.5.2 , çok küçük olması nedeniyle gereği gibi inceleme imkanı bulunamamıştır. Arazi kullanımı hakkında verilen bilgilerin güncelliği, yerel ayrıntılar hakkında detay raporda yer almamaktadır.

2. Su Kütleleri

Harita 3.1 Su kütlelerinin tipolojisinin anlaşılabilmesi için yeterli değildir. Dolayısıyla havzadaki hangi su kütlesinin hangi türde belirlendiği anlaşılamamaktadır.
Havzadaki yer altı suları kütlelerinin belirlenmesi için 1974 yılı hidrojeolojik haritasının kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Sözkonusu haritanın 35 yıllık olduğu ve bu arada inşa edilen barajlar, yaşanan iklim değişikliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yağış rejimindeki değişiklikler, yeraltı sularından tarımsal amaçla çekilen suların miktarındaki değişim, şehirleşme ve sanayileşme gibi faktörlerin hesaba katılmasıyla bu bilgilerin hala geçerli olup olmadığının tartışmalı olacağı düşünülmektedir.

Havzadaki drenaj kanallarının birer su kütlesi olarak değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Benzer nitelik taşıyan Hollanda’daki drenaj kanallarının göl olarak değerlendirildiği göz önünde blundurulduğunda, sulama amaçlı kanal ve kanaletlerin değil (belki onlar da yarattıkları sızıntı ile etraflarındaki ekolojik yapıyı etkileyebilmektedirler), ama kurutma kanallarının ekolojik yapıya sahip su kütlesi olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir.

Esasen incelendiği vakit, bir çok bölgedeki kurutma kanallarının zaman içerisinde ekolojik yapıya sahip hale geldiği, bir çok büyük ölçüde değiştirilmiş su kütlesinden daha iyi durumda olduğu ve kuraklık dönemlerinde doğal hayata habitat teşkil edebildiği anlaşılmaktadır. Havzadaki YSK ve BÖDSK’nın geçici belirlenmesine ilişkin Harita 3.3 anlaşılamamıştır. Nehir su kütlelerinin tanımı başlıklı tablonun da anlaşılabilmesi için metin içerisinde değil, ayrıca bir ek olarak yüksek çözünürlükte incelenmesi gerekmektedir.

3. Baskılar ve Etkiler

Havzadaki su kütleleri için bir kimyasal ve biyolojik izleme programı olmaması önemli bir eksikliktir. Adıgüzel Baraj Gölü ile Dokuzsele Çayının su kalitesinin en kötü durumda olmasının ve bunun da nedeninin Uşak İlinden gelen kanalizasyon atıklarının olduğunun tespitinin önemli olduğunu düşünüyoruz.

Aşağı Büyük Menderes Nehrinin pek çok sektörden gelen baskılardan dolayı iyi ekolojik durumu yakalamasının risk altında olduğu raporda tespit edilmektedir. Hakkından önlemler alınabilecek bu tür baskıların yanısıra, Aşağı Büyük Menderes Nehrinin kendisinin BÖDSK şeklinde tanımlanmasına neden olan hidromorfolojik baskılar olması nedeniyle, yukarıda sözü edilen tüm sektörlerden gelen baskılar hakkında gerekli önlemlerin uygulanması ve bu risklerin bertaraf edilmesi halinde de yine de bu su kütlesinin iyi ekolojik durum değil, ancak iyi ekolojik potansiyele ulaşabileceği kanısındayız. Su yönetiminin, mevcut durumda ne su yönetimini, ne nehir kütlesi üzerindeki yapıları değiştirme yönünde bir eğilimi olmadığı için bu potansiyele ulaşma konusunda da çok iyimser olunmaması gerektiği inancındayız.

3.1. Noktasal Kaynaklı Baskılar

Noktasal kaynaklı baskıların havzada genel olarak endüstriyel kaynaklı ve evsel atık yani kanalizasyon olduğu anlaşılmaktadır. Endüstriyel noktasal kaynakların da yarısından fazlasının tekstil ve deri endüstrilerinden geldiği raporda tespit edilmiştir. Uşak İlindeki deri imalathanelerinin yakın geçmişte Deri Organize Sanayi Bölgesine taşınmış oldukları ve burada da arıtma tesisinin bulunduğu göz önüne alındığında, mevcut arıtma tesislerinin de etkin çalıştırılmasının elzem olduğu ortaya çıkmaktadır. Havzadaki tekstil ve konfeksiyon yoğunluklu endüstriyel işletmeler de genellikle organize sanayi bölgelerinde faaliyet göstermektedir. Bunun yanısıra yeni kurulan organize sanayi bölgeleri de önceliğini imalat sanayiine ve yine tekstil ve konfeksiyon sektörüne vermektedir. Yörede pamuk tarımının yoğun olarak yapılması, üretilen pamuğun iyi kalitede olması, mevcut işgücünün tekstil konusunda deneyimli personel ağırlıklı olması bu sonucu doğuran etmenlerdendir. Buna karşın, her türlü çabaya rağmen, organize sanayi bölgelerinde bile arıtma tesisi olmadan çalışılmasına müsaade edilmesi, olan arıtma tesislerinin çalıştırılmaması veya tam zamanlı çalıştırmaması gibi nedenlerle bu sanayi tesisleri noktasal kaynaklı baskıların önemli bir bölümünü oluşturmaya devam etmektedir.

Öte yandan, diğer kaynaklarda çokça geçen ve bazı sanayi ve ticaret odalarınca sıkça dile getirilen zeytin karasuyu probleminin bu boyutta bir baskı oluşturmaması ise dikkat çekicidir.

3.2. Yayılı Kaynaklı Baskılar

Raporda da belirtildiği gibi, en önemli yayılı kaynaklı baskı, tarımsal sızmalardır. Tarımda kullanılan ilaç ve gübreler su kütlelerinin kimyasal kalitesini bozmaktadır. Bu konuda su kütlelerinin ayrı ayrı hangi boyutta etkilendiği raporda yer almamaktadır.

3.3. Su Çekimi ve Akış Düzenleme Baskıları

Su çekimi ve akış düzenleme baskılarının Büyük Menderes Havzasında su kalitesini ve kantitesini etkileyecek düzeyde olmadığı düşünülmektedir.

3.4. Morfolojik Baskılar

Morfoloji değişikliklerinin su kütlelerinin ekolojik yapısını ciddi şekilde değiştirmiş olduğu gerçeğinin altının çizilmiş olması olumludur. Havzadaki fiziksel bariyerlerin nehri etkileyen ana baskı olması ve bunun havzadaki çoğu su kütlesini olumsuz etkilemesi saptamalarını önemli görüyoruz. Buna karşın, su kütlelerinin SÇD’nin iyi ekolojik durum ya da iyi ekolojik potansiyele ulaşması için, morfolojik baskılar için önlemler programında yeterince önleme yer verilmediğini düşünüyoruz.

4. Ekonomik Analiz

Tarımsal amaçlı sulama – yüzey suyu sulamada maliyet

Havzada tarımsal amaçlı sulamada çiftçiler yüzey suyundan kendi imkanlarıyla veya sulama birlikleri imkanlarıyla yararlanmaktadır. Sulama birliğine ödenen sabit bedel dışında, kullanılan yüzey suyunun fiyatlandırılması ve ödenmesi ise sulanan arazi ile ürün arasında belirlenmektedir. Çiftçilerin yüzey suyundan yararlandıkları ölçüde bedel ödemesinin önündeki engellerden birisi ise, açık sulama veya vahşi sulama diye tabir edilen sulama şeklinde sarf edilen yüzey suyu miktarının tespit edilememesidir. Bu duruma ve sözkonusu yöntemin su kullanımı açısından olumsuz niteliklerine karşın, bu sistemden vazgeçilerek kapalı sulama sistemlerine dönüştürülmesi yönünde bir girişim yapılmamaktadır.

Yer altı suyu sulamada maliyet

Yer altı suyundan yararlanarak yapılan sulamada da yine aynı maliyetlendirme sözkonusudur. Buna karşın sulama birliklerince yer altı suyundan yararlanılan bölgelerde sarf edilen suyun miktarının tespit edilmesi yüzey suyuna nispeten daha kolay ve uygundur. Bu şekilde yer altı suyu kullanımında kullanım-maliyet dengesinin iyileştirilebileceği düşünülmektedir.

Kanalizasyon ve atıksu hizmetleri

Atık su sayesinde negatif dışsallıklar yaratılması bölgenin ekonomik yapısını olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısıyla, havzada belediyelerce sağlanan kanalizasyon ve atıksu hizmetlerinin meskenlere ve endüstriyel kuruluşlara tam olarak yansıtılması gereği bulunmaktadır. Meskenler için sosyal bir hizmet olarak düşünülebilecek olan kanalizasyon ve atıksu işlemlerinin, belediyelerce sübvanse edilmesi akla yatkın gelmektedir. Öte yandan, suyu ticari faaliyetinde kullanan ve atıksuyu ile su kaynaklarına tehdit oluşturan endüstriyel kuruluşları için aynı hususun geçerli olmayacağı ortadadır. Bu kuruluşların atıksularının deşarj edilmeden önce arıtılması için gereken maliyetin tamamen ilgili kuruluşlara fatura edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde yerel yönetimlerin ve organize sanayi bölgeleri idarelerinin arıtma tesisi kurmaktaki kaynak yetersizliği engeli de bertaraf edilebilecektir.

5. Risk Değerlendirmesi

Endüstriyel sektörden kaynaklanan kirliliğin 2015 yılına kadar artacağına ve bu dönemde havzadaki tüm işletmelerin atıksularını arıtamayacaklarına inanıyoruz. Bu yönde cezai yaptırımların yerine getirilmesinin önünde sosyal engeller olduğunu düşünüyoruz. Sözkonusu işletmelerin atık su dışındaki atıklarını su kütlelerine ve doğaya deşarj etmeye devam edeceklerini düşünüyoruz. Mevcut durumda bunun önüne geçecek tedbirlerin alınmasına
yönelik idari ve siyasi kararlılığın olmadığını ve 2015 yılına kadar olan dönemde bunun olabileceğine yönelik işaretlerin de mevcut olmadığını düşünüyoruz. Mevzuatın Mayıs 2009
tarihi itibariyle tüm endüstri kurululşlarının sularını deşarj etmeden önce arıtmasını öngördüğü halde mevcut durumda bir değişiklik olmaması ve buna karşın idari tedbirlerin halen alınmamış olması öngörümüzü destekler niteliktedir.

Nüfusun artışı ile hem miktar hem de yoğunluk olarak artmasını beklediğimiz kanalizasyon ve evsel atıkların arıtılması sürecinin hızlanacağını bekliyoruz. Bu yönde yerleşim yerlerinde yeterli iradenin ve itici gücün var olduğunu görüyoruz. Bu gelişmenin su kalitesini olumlu yönde değiştireceğini düşünüyoruz.

Tarımsal kaynaklı kirliliğin, reçeteli ilaç ve gübre uygulamaları ile en azından artmayacağına inanıyoruz. Tarımsal kesimdeki eğitimler, organik tarımın ve iyi tarım uygulamalarının yaygınlaşması ve üretiminde daha fazla ilaç ve gübre kullanımını gerektiren pamuk gibi ürünlerin ekiminin azalmasıyla bu risk faktöründe azalma bekliyoruz.

Küresel iklim değişikliği, sulanabilen tarımsal arazilerdeki artış, endüstriyel su ihtiyacındaki artış ve nüfus artışı ile birlikte su talebinin artması kaçınılmaz olacaktır. Yeni yapılacak olan barajların devreye girmesiyle birlikte ana nehir kütlesinde meydana gelen kuruma olayı kronik hale gelecektir. Bunun çevresel akışın (environmental flow) gerçekleştirilebilmesinin önündeki en önemli engel olduğunu düşünüyoruz.

Yeni inşa edilen ve edilecek olan barajlarda çevre unsurunun, kültürel yapının dikkate alınmayacağını öngörüyoruz. Baraj yönetiminde doğal alanların su ihtiyacının ve çevresel akışın dikkate alınmayacağını öngörüyoruz. Bu durumun ise iyi ekolojik duruma ulaşılabilmesinde, özellikle ana nehir kütlesi açısından en büyük risklerden birini oluşturduğunu düşünüyoruz.

Ana nehir kütlesi üzerinde yapılan kanal değişikliklerinin (sedde inşası, nehir yatağı modifikasyonları) bundan sonra da devam edeceğini öngörüyoruz. Bu gibi gelişmelerin, mevcut risklere ilave riskler getireceğini ve nehir kütlesinin tümünü etkileyeceğini düşünüyoruz.

ÖNLEMLER PROGRAMI

Önlemler Programı hakkındaki kısa görüşler, metin arasına değişik karakterde yazılmıştır.

Noktasal kaynaklarla ilgili önlemler

1. Mayıs 2009 itibariyle tüm sanayi kollarının Atık Su Arıtma Tesislerini kurup işletmeye
alması.

Ağustos 2009 tarihi itibariyle bu konuda herhangi bir değişiklik yoktur. Yasal yaptırımların
yürürlüğe konulması gerekmektedir.

2. Tüm sanayilerde çevre uzmanlarının görevlendirilmesi

Çevre uzmanı tabirinden neyin anlaşılması gerektiğinin açıklanmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

3. Tüm sanayilerde atık su arıtma için mevcut en iyi teknolojilerin kullanılması

Temenni olarak son derece uygun olan bu maddenin nasıl uygulanacağı önem taşımaktadır.

4. Sanayi bölgelerinde ileri arıtma tesislerinin kullanılmasının temin edilmesi

Benzer bir durum burada da geçerlidir ve maliyet sorunu bulunmaktadır.

5. Endüstriyel Atık Su Arıtma Tesislerinde çalışan personelin eğitimi (bilgilendirilmesi)
6. Nüfusu 2000’den fazla olan yerleşimler için Kentsel Atık Su Arıtma Tesislerinin inşa
edilmesi

Gerekli bir önlemdir. Zaman geçirilmeden uygulamaya alınmalı ve finans destekleri
araştırılmalıdır.

7. Nüfusu 2000’den az olan yerleşimler için uygun arıtma seçeneğinin kullanılması

Doğal arıtma sistemlerinin oluşturulması ve bu tür girişimlerin desteklenmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.

8. Hassas alanlarda ileri arıtması olan Atık Su Arıtma Tesislerinin yaygınlaştırılması
9. Kentsel Atık Su Arıtma Tesislerindeki personelin eğitimi (bilgilendirilmesi)
10.Endüstriyel ve kentsel Atık Su Arıtma Tesislerinde denetimler yoluyla yasaların uygulanmasını geliştirme.

Önlem sorunun ana unsurlarından birine temas etmektedir. Mayıs 2009 tarihinin geçmiş olduğu dikkate alındığında bu önlemin uygulamasının çok yavaş olacağı öngörülebilir.

11.Deri sanayiinden gelen atıksular için ileri arıtma tesislerinin kurulması.

Bu önlemin de denetime ihtiyacı olduğu açıktır. Mevcut arıtma tesisleri de etkin çalıştırılmamaktadır.

12.Tekstil sanayiinde kullanılan hammaddelerin değiştirilmesi

Bu konuda ilgili AB Direktifleri esas alınmalıdır.
13.Tekstil sanayiinde kullanılan suyun geri kazanımı
14.Deri sanayilerinin organize sanayi bölgelerine taşınması.

Taşınmayan deri işletmeleri hakkında ne tür işlemler yapılacağı da belirtilmelidir.

15.Sanayiler için kirlilik azaltma planlarının hazırlanması
16.Kirlilik azaltma planlarının uygulanması
17.Zeytinyağı sanayilerinin organize sanayi bölgelerinde toplanması

Bu konuda sosyal engeller bulunmaktadır. Toplumsal konsensusa ihtiyaç vardır. Ancak en azından belli kapasite üstü sanayiler OSB’de toplanabilirler ve üstelik kendilerine belli teşvikler sunulabilir.

18.Yüzey sularına arıtılmış atık su deşarjı için lisans verilmesi
19. Jeotermal suların arıtılmasını veya reenjeksiyonunu teşvik etme
20. Eskiden vahşi depolama için kullanılan alanların rehabilitasyonu
21.Yeni düzenli katı atık depolama alanların inşası
22. Arıtılmış atık suların tarımda yeniden kullanımı
23. Taşocakları ve madencilikten doğan kirliliğin azaltılması
24.Zeytinyağı sanayiinde üç fazlı sistemden iki fazlı sisteme geçiş
25.Zeytin karasuyunun gübre olarak tarımda kullanılması

Yayılı Kaynaklarla İlgili Önlemler

1.Çiftçilerin iyi tarım uygulamaları konusunda eğitilmesi (su, suni ve hayvansal gübre, pestisitler)
2.Denetçiler yoluyla kanunların uygulanması (su, suni ve hayvansal gübre, pestisitler)
3.Hayvansal gübre yönetiminin geliştirilmesi
4.Hassas bölgelerde suni gübre kullanımının kısıtlanması
5.Yer altı suyu koruma alanları ve içme suyuna yönelik yüzey suları etrafında koruma alanlarının oluşturulması
6.Tüm içme suyu kuyuları etrafında koruma alanlarının oluşturulması
7.Su yolları boyunca tampon şeritler oluşturulması.

Bu konuda Tarım Bakanlığının ÇATAK desteklerinden yararlanılabilir. Büyük Menderes Nehri ana kütlesi her iki bandında ekolojik filtre görevi görecek doğal alanlar kurulmalıdır.

8.Drenaj sularının nehirlere deşarjından önce toplanıp arıtılması
9.Yeni hayvan yetiştiriciliği işletmeleri için hayvan yetiştiriciliği sanayi bölgelerine teşvik sağlanması
10.İçme suyu alanları ve barajları etrafında organik tarımın desteklenmesi
11.Baraj gölleri dışındaki alanlarda da organik tarımın yaygınlaştırılması
12.Pestisitlerde zincir yönetiminin geliştirilmesi (ithalat, üretim, dağıtım ve rezidüler)
13.Nitrat Direktifi’nin uygulanması için kurallar geliştirilmesi (eşleştirme projesi)
14.Nitrat Direktifi politikalarının uygulanması
15.Toprak verimlilik analizleri için sübvansiyonlar
16.Korunan / hassas alanlarda nütrient hassasiyetinin incelenmesi
17.Denetçiler aracılığıyla içme suyu kuyuları için koruma alanı olarak belirlenen yerlerde kanunların uygulanması
18.Kirleticilerin atmosferik birikiminin azaltılması

Hidromorfolojik önlemler

1.Pilot yağmur suyu hasadı uygulamaları
2.Sanayilerde su sayaçlarının kullanılması
3.Sanayilerde hacme dayalı su fiyatlandırmasının başlatılması
4.Çevresel akışın başlatılması.
Çevresel akışın nasıl başlatılacağı etraflıca tanımlanmalıdır. Bu konuda su yönetiminden taahhüt alınmalıdır.

5.Açık kanal sulama sisteminden kapalı basınçlı sulama sistemine geçiş
6.Drenaj sularının yeniden kullanılması
7.Yeraltı suyu sulama kuyularından yapılan su çekimlerini kontrol etmek için su sayaçlarının
kullanılması
8.Tarımda hacme dayalı su fiyatlandırmasının başlatılması.
Bu önlemin uygulanmasına, tüm havzada kapalı sulama sistemlerinin yaygınlaşmasından sonra
başlanmalıdır.
9.Savaklarda balık geçitlerinin oluşturulması
10.Barajlarda balık geçitleri / asansörleri
11.Rezervuarlardaki buharlaşmayı azaltmak için bazı maddeler kullanılması
12.Yüzey sularından yapılan kaçak çekimlerin envanterinin oluşturulması
13.Kaçak kuyuların envanterinin oluşturulması
14.Kuyuların kaydının geliştirilmesi ve haritalanması
15.Yeraltı sularının ve bunların yüzey sularıyla etkileşiminin hidrojeolojik analizi
16.Tahsis edilen su kaynakları ile bitki deseninin eşleştirilmesi yoluyla tarımsal su temininin
azaltılması
17.Büyük Menderes için iklim değişikliği senaryolarının çalışılması
18.Yüzey ve yer altı sularından su çekimi için lisans verilmesi
19.Kişi başına düşen su tüketimini azaltmak için bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi
20.İçme suyu şebekesindeki kayıpların azaltılması
21.Ekolojiyi geliştirmek için uygun hidro-morfolojik önlemlerin belirlenmesi.

Uygun hidro-morfolojik önlemler, toplumsal ve akademik katılım ile belirlenmeli ve su
yönetiminin bu önlemleri uygulaması takip edilmelidir.

Önlemler Programının yazılması kadar ve belki de daha fazla, önlemler takviminin hazırlanması, her önlem ile ilgili uygulayıcı kurum ve kuruluşun belirtilmesi ve önlemlerin takibi de önem taşımaktadır.

Bu itibarla önlemler programının detaylandırılması, her önlem için takvim ve uygulayıcı sorumlu kuruluşun açıkça belirlenerek ilan edilmesi ve önlemlerin takibinin yapılabilmesi için havzadaki Valiliklere, İl Çevre ve Orman Müdürlüklerine, DSİ 21.Bölge Müdürlüğüne ve Büyük Menderes Havzası Çevre Koruma Birliğine ayrıntılı bilgi verilmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

Büyük Menderes Platformu 1.9.2009

18 Eylül 2009

CAN DAMARIM MENDERES

Sarayköylü Diş Hekimi İsmail AKMAN ve eşi Ziraat Mühendisi Cahide AKMAN “Can Damarım Büyük Menderes” sloganıyla, Büyük Menderes Nehri’nin kirliliğine dikkat çekmek için bisikletle Büyük Menderes Havzasında yolculuk yaptı.

Büyük Menderes Nehri’nin doğduğu, Afyonkarahisar'ın Dinar İlçesi Suçıkan mevkiinden yola çıkan Akman çifti, Denizli ilini geçtikten sonra Nazilli'de konakladılar.

Atça Beldesinde, Platformumuz kurucu üyelerinden, Belediye Başkanı Sayın Mustafa ÇINAR tarafından karşılanan çifte, Büyük Menderes Havzasının ilgili bölgesi hakkında bilgiler verildi. Yağış nedeniyle bir süre Atça'da dinlenen turcular, daha sonra Yenipazar İlçesine geçerek Büyük Menderes Köprüsünü geçtiler.

Yenipazar'da Kaymakam, Belediye Başkanı ve Platformumuz üyesi Sayın Yüsran ERDEN ve yine Platformumuz üyelerinden, Yenipazar Avcılık ve Atıcılık Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali ALTINKAYA'nın da içinde bulunduğu bir heyet tarafından karşılanan bisikletçiler, Yenipazar İlçesinde Büyük Menderes Havzası sorunları ile ilgili yetkililerle görüş alışverişinde bulundular. Yenipazar'da aynı zamanda Aşağıdip Gölünü de ziyaret ederek bilgi alan çift, daha sonra turlarına Hamzabali ve Dalama istikametinden devam ettiler. Platformumuz üyesi ve Hamzabali Köyü muhtarı Sayın Suat MENDERES ile de görüşen bisikletçiler Baltaköy yolundan Aydın'a giderken Büyük Menderes Köprübaşında Aydın şehir merkezi arıtma tesisinden gelen atık suların döküldüğü noktada inceleme yaparak fotoğraflar çektiler.

Aydın'a gelişlerinde Aydın Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Tahir Olçum, Temizlik İşleri Müdürü Derya Tıkır, Platformumuz üyesi Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi üyeleri, Aydın Ziraat Odası Sekreteri Zeki Sarıoğlu ile Tema Aydın Temsilcisi Mehmet Özdemir tarafından karşılanan çift, burada basına demeç verdi.

Demecinde "Büyük Menderes Havzasındaki kirliliğe dikkat çekmek için eşi ile birlikte böyle bir karar aldıklarını" belirten İsmail Akman, DOÇEV ve Büyük Menderes Platformu'nun desteği ile yola çıktıklarını ifade etti.

Akman, "Büyük Menderes bölgemizin can damarıdır. Ama son yıllarda gerek suyun azlığı gerekse kirlenme nedeniyle nehir artık insanların ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. Denizli bölgesinde jeotermal santrallerden çıkan yüksek oranda bor da Menderes'e katılıyor ve kirletiyor. Alt kesimlere indikçe kirlilik daha da artıyor. Biz de nehir yatağı ve havzadaki kirliliğe dikkat çekmek için yola çıktık. Umarım bu çabamız ilgililerin dikkatini çeker. Aslında turumuzu daha kısa sürede tamamlamayı planlıyorduk. Ancak yoğun yağış nedeniyle önemli bir zaman kaybı yaşadık." dedi.

Çift daha sonra sabah Aydın’dan yola çıktı. Koçarlı, Bağarası, Akçakaya, Pamukçular, Nalbantlar, Karacahayıt, Yeşilköy’den sonra Azap Gölü’ne ulaştılar. Burada Kuşadası EKODOSD Derneği tarafından bölgenin önemli sulakalanlarından Azap Gölü’nde karşılanan Akman çifti etkinliklerine Kuşadası Kafa mevkiinde, Büyük Menderes Nehri'nin denize ulaştığı yerde son verdi. Etkinlik, Büyük Menderes Platformu ve DOÇEV tarafından desteklendi.

Büyük Menderes Platformu olarak Sayın Cahide AKMAN ve Sayın İsmail AKMAN'a bu özverili etkinlikleri nedeniyle teşekkür ederiz. "Can Damarım Menderes" temalı bisiklet turu Havzada kamuoyu bilincine büyük katkı sağlamıştır. Aynı zamanda, Platformumuz, bu etkinliğe katkı sağlayan tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür eder.