19 Ekim 2007

DİKENLİ ÇALILARIN (MAKİLERİN) YAKARIŞI

Beni tanıdınız mı?

Ben birçok bölgede dağlarımızı süslerim.

Yenipazar’da(AYDIN) yıllardır dağlarımızı yeşil tutmaya çalıştım. Yağan yağmurları köklerimle alıkoydum, tuttum. Yazın sıcak ve kurak günlerde pınarlara azar azar su bırakarak yabanın, insanların yanan yüreklerini söndürdüm. Görevim bununla da kalmadı. O minnacık keklik yavrularını, tavşan göcenlerini düşmanlarından sakladım. Günün sıcak saatlerinde gölgemde barındırdım. Ya taze sürgünlerimle beslenen o oğlakların nefaseti. Kimbilir neleri hayata tutundurdum da şimdi hatırlayamıyorum, size diyemiyorum.

Ya pelitlerimle beslenenler. Domuzlar, ağaçkakanlar, güvercinler. Kışın soğuklardan kaçıp gelenler. Çulluklar, ardıç kuşları, karatavuklar, benim dibimde kendilerini ana kucağında hissederler. Ormancılar bana pırnal meşesi de derler.

Küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu kuraklık, sıcaklık artışı, beni bu çok sevdiğim görevleri artık yapamaz hale getirdi. Genç bireylerim bu strese dayanamayıp tütünün çeşitli tonlarına bürünüp ölmeye durdular. Hele yangınlar, aman uzak dursun, adı bile beni korkutmaya yetiyor.
Kimisi geldi kazmayla, kimisi geldi dozerle beni kısım kısım sökerek; bağ, bahçe, orman için yer açtı. Beni azıcık parça parça bıraksaydınız da; çok sevdiğim görevlerimi yapabilsem olmaz mıydı?

Bunlar bir şey mi? Yavrularımı daha kanatları, bacakları güçlenmeden bohçacılar almaya durdular. Daha yeni dillenmişti yavrularım ah! ah! Allah’ım beterinden sakla derken, bir de belgeli avcılar çıka geldi. Yenipazar’ın avcısı yetmezmiş gibi çevre il ve ilçelerden doluştular. Her yerimi çiğnediler, taşladılar. Belgelisi, belgesizi insaf diye bir kelimeyi tanımayanlar, ne olur artık duyun beni!.

Yapa yalnız kaldım bu dağlarda, benim bu feryadımı duyup anlayabilecek misiniz?
Artık pelitlerim de çok küçük. Bunlarla beslediklerim de aç kalacak. Kışın gelecek güvercinlere karşı beni mahcup duruma düşürdünüz. Ya mozalar! Onlar da başının çaresine bakmaya başladılar. Duydum ki ovalardaki mısır tarlalarına inerlermiş. Mısır yerine bazen dom dom kurşunu yerler hayata veda ederlermiş.

Ülkemin insanının bu kadar sağır olduğunu doğrusu bilmiyordum. Galiba benim de işim Allah’a kaldı. Her gün sabah akşam Yaradan’ıma dua ediyorum: Yağdır Mevlam su.

İnsanoğlu bilmem anlatabildim mi?

Ali Altınkaya

Hiç yorum yok: