29 Ağustos 2007

Ege kuruyor

29 Ağustos 2007 Yeni Asır Haberi

Ege'nin hayat damarları yok oluyor

Ve Azap Gölü de kurudu

Kuraklık nedeniyle Türkiye'nin birçok yerinde su yatakları kururken, Ege Bölgesi'nin Büyük Menderes Deltası ve Bafa Gölü'nden sonra, üçüncü büyük sulak alanı olan Azap Gölü de bu olumsuzluktan etkilendi. Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesi sınırlarında doğan, Denizli ve Uşak'tan gelen derelerle beslenip Denizli ve Aydın'dan geçerek Ege Denizi'ne dökülen Büyük Menderes Nehri, Haziran ayının sonlarında kurudu. Afyonkarahisar'ın Başmakçı ilçesi sınırlarında bulunan Acıgöl'ün ise büyük bir bölümü Temmuz ayında adeta çöle döndü. Gölde yaşayan başta flamingolar olmak üzere birçok kuş, bölgeyi terk etti. Aydın-Muğla il sınırındaki Azap Gölü'nde de bir yıl öncesine kadar binlerce su kuşu, birçok sualtı canlısı ve yaban hayvanı hayatını devam ettirken bugün su kuşlarının çoktan terk ettiği Azap Gölü'nde kuraklık yüzünden toplu halde balık ölümleri yaşanıyor.

Korkunç görüntü

Azap Gölü'nün acil olarak koruma statüsüne kavuşturulması gerektiğini belirten EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, gölde tarla açmak için, sazlıkların yakıldığını ileri sürerek, "Azap Gölü yüksek biyolojik çeşitlilik barındırmaktadır. Gölün, mutlaka yaban hayatı koruma alanı olarak ilan edilmesi gerekir. Geleceğimiz için sulak alanlarımızı korumalıyız" dedi.

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Metin Lütfi Baydar da, gölde Eğirdir Su Ürünleri Fakültesinden bir grup bilim adamıyla yaptıkları incelemede, gölün koruma altına alınması konusunda rapor hazırladıklarını söyledi. Küresel ısınmanın etkisiyle Ege'de birçok sulak alanın kuruduğuna dikkat çeken Baydar, "Bu konuda çalışma yapan bilim adamlarının ifade ettiği gibi, 2020-2030'lu yıllardan itibaren çölleşme çok ciddi olarak görülecek. Bölgede doğal hayatın ve çevrenin korunması için ciddi çalışan bir sivil toplum örgütü olan EKODOSD'a biz de üniversite olarak gereken yardımları yapacağız" dedi.

Sırbistanlı doğasevenler ise, "Sulak alanlar bulunmuş olduğu bölgenin iklimini etkilemekte, buradaki yaban hayatına bir canlılık vermektedir. O nedenle ilgililerin sulak alanlarla ilgili mutlaka iyileştirme çalışmaları yapmaları gerekir. Buranın tanıtılması için kendi ülkemizde biz de uğraş vereceğiz" dediler."

EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, kuraklıktan büyük ölçüde etkilenen Azap Gölü'nde meydana gelen toplu balık ölümlerinin büyük bir tehlikenin habercisi olduğunu söyledi. Sırbistanlı doğasevenlerin de yaptıkları incelemelerde bu tehlikeye dikkat çektiğini belirten Sürücü, "Geçen yıl bulunmuş olduğumuz bu yerde, tekneyle dolaştığımızı anlattık. İnanmak istemediler. Kuraklık sonucunda balıkların nasıl öldüklerini gösterdik. Sular çekildiği için ölen binlerce balığı gören misafirler çok üzüldüler" diye konuştu.

Azap Gölü'nün acil olarak koruma statüsüne kavuşturulması gerektiğini belirten Sürücü, gölde tarla açmak için, sazlıkların yakıldığını bileri sürerek, "Azap Gölü yüksek biyolojik çeşitlilik barındırmaktadır. Gölün, mutlaka yaban hayatı koruma alanı olarak ilan edilmesi gerekir. Geleceğimiz için sulak alanlarımızı korumalıyız" dedi.

Küresel felaket

Aydın-Muğla il sınırında, Bafa Gölü'nün kuzeyinde bulunan Azap Gölü'nün yüzölçümü 29 kilometrekare, rakımı 7 metredir. Azap Gölü, ılıman iklimin koşullarının olduğu bir sulak alan ekosistemidir. Büyük bir leylek kolonisinin olduğu Avşar Köyü yakınında bulunuyor. Azap Gölü, sığ ve köklü su bitkilerinin yoğun olarak bulunduğu ve besince zengin bir göl\n olup, yüksek biyolojik çeşitlilik barındırıyor. Sazlıklar bu biyolojik çeşitliliğin en önemli parça olarak biliniyor. Azap Gölü değişik özelliklerdeki zengin bitki çeşitliliği ile çok sayıda kuşa kuluçka imkanı sağlamasının yanı sıra göç esnasında konaklayan ve kışlayan kuşlar için cazip bir ortam oluşturuyor. Göl yüzeyinde bulunan sazlık ve adacıklarda Sakar Meke, Bahri, Küçük Batağan, Yeşilbaş, Küçük Akbalıkçıl ve Angıt türü kuşlar ürüyor. Küçük Karabatak ve Tepeli Pelikan gibi nesli tehlike altında olan türler de kışın gölde barınıyor. Gölde yöre halkı tarafından ağlarla balık avcılığı yapılıyor. Kış aylarında göle yerli ve yabancı birçok kuş gözlemcisi geliyor.

Büyük Menderes akmıyor

Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesi sınırlarında doğan, Denizli ve Uşak'tan gelen derelerle beslenip Denizli ve Aydın'dan geçerek Ege Denizi'ne dökülen Büyük Menderes Nehri, Haziran ayında kurumuştu. Denizli ve Aydın'daki tarım alanlarına hayat veren Ege Bölgesi'nin en önemli nehirlerinden olan Büyük Menderes'teki kuraklığı yerinde görmek amacıyla Büyük Menderes Nehri'ne gelen Germencik Tarım Kredi Yönetim Kurulu Üyesi Erol Önder ile Turanlar köyünden bir grup çiftçi, kuruyan alanda poz vermişti.

Bitki ve kuşlar için yuvaydı

Aydın-Muğla il sınırında, Bafa Gölü'nün kuzeyinde bulunAn Azap Gölü'nün yüzölçümü 29 kilometrekare, rakımı 7 metredir. Azap Gölü, ılıman iklimin koşullarının olduğu bir sulak alan ekosistemidir. Büyük bir leylek kolonisinin olduğu Avşar Köyü yakınında bulunuyor. Azap Gölü, sığ ve köklü su bitkilerinin yoğun olarak bulunduğu ve besince zengin bir göl olup, yüksek biyolojik çeşitlilik barındırıyor. Sazlıklar bu biyolojik çeşitliliğin en önemli parça olarak biliniyor. Azap Gölü değişik özelliklerdeki zengin bitki çeşitliliği ile çok sayıda kuşa kuluçka imkanı sağlamasının yanı sıra göç esnasında konaklayan ve kışlayan kuşlar için cazip bir ortam oluşturuyor. Göl yüzeyinde bulunan sazlık ve adacıklarda Sakar Meke, Bahri, Küçük Batağan, Yeşilbaş, Küçük Akbalıkçıl ve Angıt türü kuşlar ürüyor. Küçük Karabatak ve Tepeli Pelikan gibi nesli tehlike altında olan türler de kışın gölde barınıyor. Gölde yöre halkı tarafından ağlarla balık avcılığı yapılıyor. Kış aylarında göle yerli ve yabancı birçok kuş gözlemcisi geliyor.

Acıgöl çöle döndü

16 bin 500 hektar alana sahip olan, dağlardan gelen akımlar, kaynak suları ve Kocaçay Deresi'nin sularıyla beslenen Acıgöl, küresel ısınma nedeniyle Temmuz ayında adeta bir çölü andırmıştı. Kıyılardan yaklaşık 5 kilometre suyu çekilen Acıgöl'deki kuşların neslinin tükenmesinden endişe edilirken, flamingoların çokluğu nedeniyle geçtiğimiz yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ziyaretçi akınına uğrayan göl, artık ziyaretçi fakiri oldu. Turizm açısından çok önemli bir yer teşkil eden flamingoların Acıgöl'ü terk etmesi, vatandaşların da tepkisine neden oluyor.

Acıgöl üzerinde bir zamanlar on binlerce flamingo olmak üzere birçok kuş türünün yaşadığını belirten vatandaşlar, bilinçsiz avlanma, çevre kirliliği ve kuraklık nedeniyle kuşların Acıgöl'ü terk ettiğini belirtiyor. Acıgöl'ün, yüksek sodyum sülfat konsantrasyonuyla, Tuz Gölü'nden sonra Türkiye'nin en tuzlu 2. gölü konumunda olduğu biliniyor.